Yetişkin eğitimi, Avrupa Komisyonu’nun hayat boyu öğrenme politikasının hayati bir parçası olduğu gibi dijital yeterlilikler de hayat boyu öğrenme için 8 anahtar yeterlilikten biri olarak konumlanmaktadır. Bu önem nedeniyle “dijital öğrenme uygulamaları gibi öğrenme ihtiyaçlarına uyarlanmış esnek öğrenme önerileri sunarak ve resmi olmayan ve yaygın öğrenme yoluyla edinilen becerilerin doğrulanması yoluyla yetişkinler için yüksek kaliteli öğrenme fırsatları arzının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması ile düşük beceri, bilgi ve yetkinliğe sahip yetişkinler için onların okuma yazma, aritmetik ve dijital yeterliliklerini artırmalarına olanak sunan uygun yolların oluşturulması ve bunlara erişimin desteklenmesi”, yetişkin eğitimi alanında öncelik verilecek hususlar arasında belirtilmiştir. Zira enformasyon teknolojilerinin yaygınlaşması, toplumu ağ toplumuna dönüştürmüştür; ancak bu yeni toplum modelinde eşitsizlik, kullanım becerileri üzerinden devam etmektedir ve dijital teknolojilere erişimin yaygınlaşması farklı bir bölünmeyi beraberinde getirmiştir: Kullanma becerisinin yarattığı bölünme. Bu bölünme türü dijital teknolojilerin yarattığı riskler açısından önemli bir değişken olarak konumlanmaktadır. Bu risklerin en popüler olanları aşağıdaki şekilde ifade edilebilir:

  • Temel ağ güvenliğini ilgilendiren sorunlar
  • Kişisel verilerin kötüye kullanımı
  • Online Dolandırıcılık ve kimlik hırsızlığı
  • Kötücül Yazılımlar
  • Hacklenme
  • Oltalama/Yemleme
  • Siber zorbalık
  • Entelektüel mülklere karşı suç
  • Online Yırtıcılar/Avcılar
  • Düşük Özsaygı
  • Kendini ifade etmede yetersizlik
  • Sosyalleşmede yetersizlik
  • Aile bağlarının zayıflaması
  • Kötü alışkanlıklara özendirilme
  • Doğru bilgiye erişememe

Yukarıdaki geniş liste eksiksiz olmadığı gibi bunlardan bazıları fiziksel ve psikolojik tahribata yol açan bağımlılıkların özendirilmesinden bu bağımlılıklarla ilişkili maddelere ulaşımı kolaylaştırmaya kadar daha tehlikeli ve kriminal bir aşamaya doğru evrilmektedir. Bazıları da mala, özel hayata; sosyal medya ve oyun karakteri hacklenmesi ve kişisel telefon-bilgisayarlara erişim yapılması gibi bilişim sistemlerine yönelik suç türlerini oluşturmaktadır. Dijital dünyada olanaklar ve riskler gibi sorumluluklar da benzer bir ivmede artmaktadır. Bu sorumlukların belki de başında günümüzün dijital ve veri odaklı toplumunda büyük bir dönüşüm geçiren ebeveynlik daha doğrusu “yetiştirme” işlevi gelmektedir. Dijital araçların aktif kullanımı, ebeveynlerin dijital ebeveynlik spektrumunun hangi tarafında yer almalarının daha yararlı olacağına dair tamamen yeni bir tartışma başlatmıştır.

Bu risk faktörlerinin tümü dijital yerli veya göçmen tüm bireylerin sosyal sermaye yetersizlikleriyle ilişkilendirilse bile, dijital ortamların:

  • Öğrenme ve bireysel gelişim
  • Bilgiye erişim ve işlevselleştirme
  • Ağ toplumuna entegrasyon
  • İletişim ve paylaşım
  • İçerik üretme ve yayma
  • Veri yedekleme
  • Kamu ve özel sektörün internet temelli hizmetlerinden yararlanabilme vb.

sosyal sermaye gelişimi açısından sunduğu önemli olanaklardan yararlanmaya dönük eşitsizlikler de başka bir risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır.

Konu ile ilgili istatistikler, hem yararlanmaya dönük eşitsizliklerin hem de risk boyutlarının anlaşılmasını sağlamak bakımından önemlidir ve İstatistiksel veriler, özellikle analog dünyada doğmuş, teknolojik kültür ile sonradan karşılaşmış ve ona ayak uydurmaya çalışan düşük ve orta eğitim düzeyindeki [yetişkin] dijital göçmenler açsından oldukça negatif ve riskli bir durumu işaretlemektedir. Bu sonuçlar bugün küresel ölçekte günlük hayatın neredeyse her boyutuna uzanan bir eylem alanına dönüşen dijital ortamların yetişkin eğitimine doğru genişleyen bir enformasyon ortamı içinde ele alınması zorunluluğunu açık bir biçimde göstermektedir.

Proje başvurusu bu sorunsaldan hareket etmektedir ve Avrupa işbirliğinin konusal ve içeriksel kapsama sağlayacağı deneyimsel ve bilimsel yararla hem konuya ilişkin bilgi/bilinç ve farkındalıklarını hem de problem çözme becerilerini güçlendirerek öğrenmeye güçlü bir şekilde odaklanırken, değişik kategorideki dijital göçmenlerin karşı karşıya kaldıkları yeni ve karmaşık zorluklara yeterli cevabı vermeyi, böylelikle dijital bölünme ve dijital sosyal eşitsizlikle mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Proje önerisi, değişik kategorideki dijital göçmenlerin karşı karşıya kaldıkları yeni ve karmaşık zorluklara yeterli cevabı vermeyi ve böylelikle dijital bölünme ve dijital sosyal eşitsizlikle mücadele etmeyi birbirine bağlı olarak tasarlanan üç faaliyet kategorisi üzerine inşa etmiştir: Araştırma, eğitim ve insan kaynağı alanında kapasite geliştirme. Bu çerçevede projenin temel sorunsalına ilişkin daha net bir fotoğraf sunmayı böylelikle proje ürünlerinin arka-plan bilgilerine destek veriler sağlamayı amaçlayan araştırma faaliyetlerini, bu birikim ışığında geliştirilecek olan eğitim materyalleri izleyecek, ortaya çıkan örgütlenmiş bilgi, hedef grup üyelerinin kullanımına, daha genel anlamda toplum yararına sunulacaktır.

DigiComp

Erasmus+ Programı kapsamında Avrupa Komisyonu tarafından desteklenmektedir. Ancak burada yer alan görüşlerden Avrupa Komisyonu ve Türkiye Ulusal Ajansı sorumlu tutulamaz.